Kayıtlar

Eylül, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Aşk/Nefret:Leopar

Resim
Leopar ilginç bir desen, ya çok seviliyor ya da nefret ediliyor.. Leopar denince "sağol ben almayayım, çok vamp" diyene çok rastladım, halbuki ben çok severim. Yalnız baştan sonra leopar giyilmesinden pek hazetmiyorum, benim tercihim tek bir parçanın leopar olması...o tek parça tercihim de genelde aksesuardan yana oluyor. Zaten doğru/yanlış leopar kullanımı ile bir anda şık ya da rüküş olabilirsiniz.  Bu desen zaman zaman moda olur ama aslında modası hiç geçmez..son birkaç yıldır da revaçta olmasından fazlasıyla memnunum çünkü bu desende aksesuar ve kıyafet bulmak daha kolay oluyor:-) O anda ihtiyacım olmasa bile, bilhassa bu tip aksesuarlar indirime girdiğinde mutlaka edinmeye çalışıyorum çünkü leopar desen her daim klasiktir, asla modası geçmez. Her ne kadar sadece siyah ve kırmızıyla yakıştığı düşünülse de, leopar deseni tek bir yerde kullanmak şartıyla, her renkle kombin edebilirsiniz. Ben pek cesaret edemesem de, leopar deseni kırmızı rujla tamamlayabilirsin

Motorcu Ceketleri

Resim
Henüz buraya kış gelmediğinden olsa gerek, kış modası ile ilgili yazılarım sekteye uğradı:-) Biz ayıptır söylemesi, hala burada denize girip, temmuz/ağustosta fırsat bulamadığımız bronzlaşma işlerine devam ediyoruz:-) Yeni sezon modası ancak mağazaları gezince aklımıza geliyor.. Kış sezonunda neler olduğunu dergilerden takip ediyorum, henüz uzun uzun vitrin gezme fırsatım pek olmadı. Sanırım bunda henüz dilediğim kiloya inmemiş olmamın etkisi de büyük..İdeal kiloma düşmeden ihtiyacım dışında birşey almayı düşünmüyorum açıkçası.. Bir de ben son zamanlarda alışveriş yaparken modası geçmeyecek parçalar almayı tercih ediyorum; mesela siyah bir elbise, jean pantalon, beyaz gömlek, çiçekli elbise, kalem etek, jean ceket, basic kesim t-shirt, kazak,v.s..Bu konuda da Massimo Dutti ve İpekyol'u çok beğeniyorum, birkaç moda parça dışında, genellikle zamansız, modası geçmeyecek ürünler tasarlıyorlar.. Birkaç sezondur modası geçti, geçiyor, geçecek derken, motorcu deri ceketler yine mod

Doğumgünü Yazısı

Resim
Bugün benim doğumgünüm... Çoğu insana göre çok ta iç açıcı bir yaşta sayılmam, 1975 doğumluyum:) Yaşımı yıllar önce hesaplamayı bıraktığım için, kaç yaşında olduğumu (36 mı 37 mi polemiği var bizde) bilmiyorum, sorana doğum tarihimi söylüyorum:-) Bana sorarsanız, bu yaşlar en güzel yaşlarım...Size bir sır vereyim mi, asla 20'li yaşlara geri dönmek istemem, çünkü o dönemler herşeyin en belirsiz olduğu, en çok hatanın yapıldığı dönemlerdi:-) Şimdi ise, ne istediğimi biliyorum, hayatımda herşey bir düzene girdi, hataları tekrarlamayı bıraktım, affetmeyi öğrendim, nefes aldığım her günün değerini daha iyi biliyorum ve en güzeli kocaman bir ailem var! Siz yapar mısınız bilmem ama benim doğumgünlerim geçmişe ve geleceğe bakıştır..geleceğin bilinmezliğinin yanında geçmişin muhasebesini yaparım, yanlışlarım varsa, düzeltip daha iyi bir insan olmaya çabalarım ve en güzeli de bugüne kadar sahip olduklarım için şükreder, olmasını istediklerim için de ayrıca dua ederim!:-) Bugün

Haftasonu İçiniz Açılsın Diye:-)

Resim
Bu aralar Antalya'nın en güzel zamanları.. Hava soğuk değildir, Temmuz/Ağustos sıcağı da gitmiştir, denizin ılık suyunda keyifle yüzersiniz (her ne kadar Antalyalılar için şu anki su soğuk olsa da, bizim gibi Çeşme/Bodrum/Foça'nın suyunda büyümüş Egeliler için muhteşem bir deniz:-)) Yani sizin anlayacağınız, bu aralar Antalya için deniz zamanı.. Eşim son zamanlarda çok yoğun çalıştığından, perşembe günü işe gitmedi. Program yapmakta hiç zorlanmadık, zira istikamet belliydi: benim sürekli spor yaptığım otelin plajı.. Dün İstanbullu arkadaşlarımdan havanın yağmurlu olduğunu duydum...ve bir kere daha Antalya gibi bir cennette yaşadığıma şükrettim:-) Oralarda yağmur yağarken biz burada güneşlenip, harika denizin tadını çıkarıyorduk:-) Şaka bir yana, aslında ne kadar güzel bir ülkede yaşadığımızın da en güzel kanıtı bu bence; bir yerde sonbahar, bir yerde kış başladı başlayacak, diğer yerde hala yaz yaşanıyor.. Sonbaharın yaşandığı diğer tüm yerlerde, bakan herkesin içi açıl

Kitap Dünyası

Resim
Sanırım ilkokul 3. sınıftaydım, Asuman diye bir arkadaşım vardı. İkimiz de verilen harçlıkları biriktirirdik, harcama zamanı gelince de o oyuncakçıya, ben ise kırtasiyeye giderdim, kitap almak için..O zamanlar şimdiki kadar şık kitabevleri yoktu, kitap ihtiyacımızı kırtasiyelerden karşılardık. Bu açıdan oğlumun çok şanslı olduğunu düşünüyorum, eğer o da anne ve babası gibi iyi bir okur olursa, kitabevi seçeneği çok.. Selim Efe'nin kitaplarla macerası önce dağıtarak başladı geçen sene...Bu surat ifadesi ise benim bu dağıtma işine "hayır" dememden kaynaklanıyor:-) Sonra kendi kitaplarıyla takılmaya başladı:-) Ama yine bizim kitapları dökmeye devam etti:-)) O zaman yeni evimize taşınmamıştık, bir kitaplık almak istemedik, bekledik...ama kesinlikle biliyordum ki, bundan sonra alacağım kitaplık kesinlikle kapaklı olacaktı; hem Selim Efe dağıtmasın diye, hem de sürekli tozlanan kitaplarla uğraşmamak için:-) Taşınırken kitaplık almaktan vazgeç