Kayıtlar

Şubat, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hayattayım!

Resim
Instagram ve Facebook sayfalarımızda mümkün olduğunca birşeyler paylaşıyorum ancak burayı pek ihmal ettim. Instagram'ı olmayan hayıflanmasın, sağ köşede Instagram'da yayınladığım fotoğraflar mevcut, oradan takip edebilirsiniz. İşte bu yüzden de hergün bloga gelip, yeni birşey var mı diye göz atan siz sevgili arkadaşlara bir yoklama vereyim istedim!:) Bu aralar evde epeyce kalabalığız. Eşimin erkek kardeşi, eşi ve çocuklarıyla birlikteyiz. Instagram'da yayınlamıştım, Elif Hanım ailenin tek kız torunu, bizim prensesimiz:) Bu çiçekleri bana toplamış, aramız çok iyi:) Çiçeklerin güzelliğine bakar mısınız..bizim otoparkın bahçesinden.. Tabii Şubat ayında da havalar böyle gidince, bizim buralara yalancı bahar geldi.. Hep birlikte, birarada olmaktan pek mutluyuz, vakit çok güzel geçiyor.. Bu durumdan memnun olmayan tek kişi, aşırı konformist oğlum Selim Efe.. Tek çocuğun çilesi de bu galiba, o kadar konforlarına düşkün oluyorlar ki, alanlarına başkası girdiğinde  arıza çıkarıyor

Anna Wintour'un fakirhanesi

Resim
Bu yazıya başlarken şu konuyu çok düşündüm: Anna Wintour'un kim olduğunu açıklamama gerek var mı yok mu.. Sonra herkesin modaya merakı olmayacağını düşünüp kısa bir açıklama yapma ihtiyacı hissettim. Moda dünyasında ikon haline gelmiş bazı isimler var.. Anna Wintour da bunlardan biri.. Hatta o kadar ikon ki, "Devil Wears Prada/Şeytan Marka Giyer"kitabına konu oldu. Kitap o kadar başarılı oldu ki, filme uyarlandı, Wintour rolünü ise efsane oyuncu Meryl Streep canlandırdı. Kendisi Vogue Amerika'nın patronu dersek abartmış olmayız:) Şimdi gelelim bu efsane yayın yönetmeninin Long Island'taki yazlık evine..tabii ki NY'ta da bir fakirhanesi var zat-ı muhteremin ancak henüz bulamadım. Bulsam da önce bu evi yayınlamayı tercih ederdim, çünkü gerçekten çok güzel…en çok ta dinlendirici.. Salonda fazlasıyla Fransız etkisi var…"French country" adı verilen koltuklar çok hoş.. Evin Amerika'da olduğunu bilmesem, Güney Fransa'da bir ev olduğunu düşünebilird

Örgü maceram

Resim
Bizim zamanımızda ortaokulda "Ev Ekonomisi" adında bir ders vardı. Derste yemek pişirme, örgü/dantel örme, dikiş dikme, çarpı işi gibi bir takım beceriler öğretilirdi. Ben bu işlerin neredeyse hiçbirine ilgili ve becerikli olmadım. Daha doğrusu olmadığımı sanıyormuşum.. Fakat bunun sebebini geç te olsa buldum: Sevgi Öğretmen. O kadar asık suratlı, o kadar sert bir kadındı ki, sınıfça ondan ürkerdik..o zaman çocuktum, sebebini anlamamıştım ama şimdi düşünüyorum da, sanırım mutsuz bir kadındı.. Sonra üniversite zamanı bir heves geldi bana..annem öğretti. Birkaç kazak, atkı falan ördüm ama sonra derslerim ağırlaştı, roman ve sinemaya da az zaman kalmaya başlamıştı, bıraktım. Yıllar sonra şişleri yeniden elime aldım, evim için yastık örmeye başladım. İlk etapta basit bir modelden başladım, sonuç hiç fena olmadı.. Sonra hızımı alamadım, balkon için de ördüm birkaç tane.. Kırmızı ve bej renkliler bana ait, diğer renkliler tığ işi, onları Fiko(annem) ördü. Aslında yastıklarımı si

Sütunlu Konak

Resim
Çevremdeki herkes bilir, ev konusunda inanılmaz şanslıyım:) Antalya'ya geldiğim ilk sene, bir süre halamda kaldıktan sonra kuzinimle birlikte ev aramaya başladık..bu evi ilk gördüğümde içim gitti ancak konumu itibarıyla ücretini karşılayamayacağımı düşünüp, emlakçıya ev araştırmaya gittim. Emlakçı beni ciddi bir sözlü mülakattan geçirdi (nerelisiniz, ne okudunuz, kitap sever misiniz, ne tür müziklerden hoşlanırsınız, vs..) ilk etapta emlakçı hanımın bu kadar soru sorması beni rahatsız etti ancak sebebi sonradan belli oldu. Benim için Şirinyalı'da uygun bir ev varmış; konumu muhteşemmiş, ev de iyi durumdaymış, doktor ve reklamcı olan ev sahipleri kira gelirinin fazlalığından ziyade, evine iyi bakacak ve diğer komşularla da iyi anlaşacak birini tercih edermiş. Beni hangi eve götürdüğünü tahmin ediyorsunuzdur sanırım:) Kapısından içeri girdiğim an evi tutmaya karar verdim..hani görürsünüz ve "işte bu!" dersiniz ya, işte öyle birşey.. Ve Sütunlu Konak (apartmanın ismi

İkat desen

Resim
Son 2 yıldır İkat desen oldukça moda.. Ben moda olmasından ziyade, canlı renklerinden ötürü çok beğeniyorum.. Hatırlar mısınız, geçen yaz bu çılgınlığa ben de kendimi memnuniyetle kaptırmış, birkaç ikat desenli yastık edinmiştim. ( tık tık ) Ülkemizde ikat desen çılgınlığı Rıfat Özbek ile başladı.. Rıfat Özbek pekçok yerel motifi yastıkları üzerinde çalışıyor ancak bunların arasında en çok dikkati ikat desenli olanlar çekiyor.. İkat desenin en heyecanlı kısmı seri üretim ürünü olmaması bence…işte bu yüzden hepsi birer sanat eseri gibi:) Bu desen koltuk döşemesinden yastığa, panodan sofra takımlarına, hatta fincanlara kadar her yerde var.. Bu desene en çok yaz mevsimini yakıştırıyorum, siz ne dersiniz?:) Bu kanapenin rengine, yastıklara..bayıldım..  Yukarıdaki salona bu koltuk ta ilave edilebilirmiş:) Sevgiler:)