Kayıtlar

Eylül, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir düşüş hikayesi ve artçıları

Resim
Yaklaşık bir haftadır aklım pek başında değil.. Domates yapmadan bir gün önce, geçtiğimiz Salı günü, düştüm. Öyle böyle bir düşmek değil, Kenan Işık gibi, banyoda, kafaüstü.. İlk saatler yaşadığım travmadan olsa gerek, doktora gitmeyi reddettim, bir süre ağlamayı tercih ettim.. Sonra baktım ki, hiç alışkın olmadığım bir saatte -22.00 gibi- uyuklamaya başladım, eşim rahat etmedi, acile gitmekte ısrar etti. Olay daha hastane kapısında başladı: bir anne..hastalıktan evladını kaybetmiş, ağıt yakıyor..içim ezildi, gidip başsağlığı bile dileyemedim..nasıl sağ olsun kadın, yaşadığı kolay değil.. İçeri girdiğimde başka bir olay beni bekliyordu. Kafa filmi için beklerken sedye ile apar topar biri getirildi.. En fazla 20'lerinde, motorsiklet kazası..ne kask var, ne dizlik..vücut paramparça olmuş.. Aradan biraz geçti, annesi ve ablası geldi..Annenin o an yaşadıklarını uzun uzadıya anlatacak değilim; diyebileceğim tek şey, oğlunu gördüğü o an sanırım ömüründen en az 10 yıl gitti.. Önce ya

Kışlık domates yapımı

Resim
Geçen seneki domates maceramı belki hatırlarsınız.. ( burada ) O zaman tarifinden emin olmadığım, kavanozu açınca neyle karşılaşacağımı bilmediğimden olsa gerek, detaylı bir tarif vermemişim...ancak geçen kış bu domatesler o kadar çok beğenildi ve tüketildi ki, şimdi gönül rahatlığı ile tarif verebilirim:) İhtiyacınız olan tek şey, kavanoz ve domates. İlk önce domatesleri iyice yıkıyoruz.  Yıkanan domatesleri 4 parçaya bölün. Kabuk falan soymanıza gerek yok, sadece domateste çürük olursa onları almanız yeterli.. (blenderdan iyice geçince kabuk falan kalmıyor) Sonra doğranan domatesleri derince bir çelik tencereye boşaltın, yüksek ateşte kaynamaya başlasın.  Domatesler kaynarken kavanoz kapaklarını sıcak su dolu bir kaba koyun. Domatesler erimeye başlayınca ocaktan alıp iyice blenderdan geçirin. (büyük parça kalmayacak şekilde..kalsa da yemek yaparken eriyor zaten) Blenderdan geçmiş hazır domatesi soğumaya bırakmadan direkt kaynar şekildeyken kavanozlara doldurun. Ardından sıkıca k

Yazlık ev dediğin..

Resim
Baştan uyarayım: bu yazı fazlasıyla fotoğraf içerir!:) Neden böyle oldu biliyor musunuz: kıyamadım. Evet, hepsi birbirinden o kadar güzel köşe var ki evde, kıyamadım..o gördüğüm güzel şeyleri sizler de görün istedim..bende böyle; güzel bir şarkı dinleyince, iyi bir yemek yiyince, etkileyici bir film izlediğimde -film postunu unutmuş değilim! sadece bu ara çok seyahat edince buralara çok yazma fırsatı bulamadım-, iyi bir kitap okuduğumda ya da indirimde güzel birşey bulduğumda, vs..dayanamıyorum, etrafımdakilerle de paylaşmak istiyorum, pek öyle herşeyi kendime saklayanlardan değilim. Neyse gelelim konumuza.. Dünkü yazıda haftasonu yaptıklarımın bir bölümünü anlatmıştım. İşte Balıklıova'daki bu ev de bir diğer durağımdı. Bu evi İzmir'den çok eski bir dostum yaz aylarında kullanıyor...Bu dostumdan size bir süre önce  bu yazıda  bahsetmiştim. Evle ilgili çok fazla detay vererek sizleri de upuzun bir yazıyla sıkmak istemiyorum. Diyeceğim tek şey: bu evde herşey kararında, ne faz

Havadaki leylek

Resim
Bu hayatta en sevdiğim şeylerin listesini yapmam istense, sanırım seyahat etmek ilk üçte rahatlıkla yer bulur.. Bu sene ise adeta Selim Efe'nin doğumu öncesine döndük, bol bol seyahat etme fırsatı bulduk...ne şans ki, Selim Efe de seyahati seven bir çocuk oldu çıktı, gerek uçakta, gerekse arabada gıkı çıkmadan rahatlıkla bizimle seyahat edebiliyor...bu yüzden içim pırpır, sürekli Efe biraz daha büyüdüğü zamanki seyahatlerimizi hayal ediyorum.. Bu sefer ilk durağımız Çeşme idi. Küçük ağabeyim Aya Yorgi tarafına taşınmış, hem onun yeni evini ziyaret etmek, hem de doğumgününde yanında olmak istedik. Evin manzarasını görünce nutkum tutuldu, akşam iyi çekim yapamadım..halbuki o dolunay ve koy manzarasını görmenizi çok isterdim...ben de fotoğraf çekmeyi bırakıp, gördüğüm güzel şeyler için sadece şükrettim ve gözlerime bir ziyafet çektim... Ege'nin olmazsa olmazı: zeytin ağaçları.. Yarın size muhteşem bir yazlık evden bahsedeceğim.. Bu aralar dinlemeden duramadığım bir şarkıyla kaça

Cennette kısa bir mola

Resim
Önceden de bahsetmiştim; eşim turizmci olduğundan, bize yaz tatili yoktur..bizim tatillerimiz Kasım/Aralık ayından itibaren başlar. Yazın ise 2, en fazla 3 günlük kısa molalarımız var, neyse ki güzel bir coğrafyada yaşadığımızdan cennet gibi yerlerde birkaç gün nefes alma imkanı buluyoruz.. Geçenlerde canım dostumun İzmir'den gelmesini bahane bildik, bu sefer de Çıralı'ya kaçtık. Çıralı Olympos koyundan hemen önce, temiz denizi ve bungalow tarzı konaklama yerleriyle -çok şükür ki buralara otel yapmıyorlar!- sadece Antalyalılar'ın değil, ülkenin ve dünyanın pekçok yerinden turistin tercih ettiği harika bir koy.. Benim önceden Çıralı'da kaldığım yerler hijyen açısından tam bir hayal kırıklığıydı..bu sefer dostum Serkan'ın geçen gelişinde deneyip çok memnun kaldığı Lukkies Lodge'a gitmeye karar verdik. Instagram ve Facebook sayfalarımızda yayınladığım fotoğraftan sonra kaldığım yeri çok fazla merak eden oldu.. Bir yer düşünün; dere kenarında, dağa karşı konuşla

Visco mu lateks mi sorusuna yanıt

Resim
Geçtiğimiz günlerde sizlere şu yazıda  yatak arayışımdan bahsetmiştim.  Hemen akabinde bel fıtığından muzdarip olanlara çok iyi geldiği söylenen Yataş'ın Five Z'sini aldık. İşte ne olduysa Five Z'den sonra oldu.. Eşimin bel fıtığı ağrıları arttığı gibi, benim de sırt ağrılarım başladı, rahat edeceğiz diye aldığımız yatak bize kabus oldu..mağazadakiler de bu işe şaştı, çünkü bu yatakla ilgili aldıkları ilk şikayetmiş.. Bundan sonra küçük çapta bir komedi başladı tabii: ben her gittiğim evde "ya rica etsem, ben bir yatağınıza uzansam, or'da muhabbet etsek...ben de o arada yatacağım yatağı bulsam.." moduna girdim...çünkü mağazadaki maksimum 15 dakikalık deneme süresi yatak almak için yeterli değil, söyleyeyim.. Meğer keramet annemin yataktaymış:)) Bildiğin sert, içine gömülmediğin bir yatak... Ardından Yataş'ın yolunu tuttuk, derdimizi anlattık, sonra da annemde yaşadığımız deneyimden bahsettik. Markanın ilk çıkan yataklarından -ilk denildiğinde gözünüz ko