Kayıtlar

2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sonbahar

Resim
Antalya'nın yazı genelde Ekim sonuna doğru biter ama bu sene sonbahar erken gelecek gibi..bugün ilk yağmurumuz yağdı, hem de ne yağmur.. Şikayetçi miyim? Asla. Çünkü ben tam bir sonbahar kızıyım. Eskiden yazı da çok ama çok severdim. Tabii o zamanlar Antalya gibi nemi bol, Temmuz/Ağustos aylarında akşamları dahi klimalı ortamlarda pineklediğimiz bir şehirde yaşamıyordum, yaz akşamları sokakta geçerdi..bu sebepten son zamanlarda sonbahar açık ara öne geçmeye başladı benim için.. Yaz bitti diye üzülenlere sonbaharı sevdirecek birkaç sebebim var: -En sevdiğim sebep: sinema sezonu başlıyor! Sezon Brigitte Jones'un son macerası ile başlamış -henüz izlemedim- bakalım ne filmler olacak bu sezon, heyecanlıyım! -Açık havada spor. Spor salonlarına çok bayılmadığımı söylemeliyim! Zaten yıllardır salonlara sevimli bakmaya çalışan bünyem bu sene iflas etti, bir kere bile gitmedim salona! Açık havada uzun yürüyüşler yapmayı çok seviyorum, şimdi tam zamanı! -Bol balık! Evet deniz ürünler

Mutluluk dedikleri

Resim
Son 1 yıldır ne travmatik bir toplum olduk, farkında mısınız.. Şehitler, yolsuzluklar, kadın taciz ve cinayetleri, değerli kişilerin ölümleri, komşularımızla gelişen tatsız olaylar, darbe girişimleri derken çok fena bir yarıyıl geçirdik.. Haliyle herkeste bir depresyon, mutsuzluk, endişe ve güvensizlik halleri..herkes mutluluk ve huzur peşinde.. Ama biliyor musunuz, tek bu halde olan biz değiliz.. Instagram'da samimi olduğum bazı Fransız takipçilerle görüşüyorum, onlar da bizden farklı değil..bence yeni çağın hastalıklarından biri "mutsuzluk" Bu mutsuzluk, huzursuzluk durumları sadece Fransa'da da değil, Amerika'da da mevcut..hatta öyle ki,  Texas Üniversitesi profesörlerinden Raj Raghunathan'ın "mutluluk dersleri" 2015'in en popüler kursuymuş. Tempo Dergisi Haziran sayısında bu konuya epeyce yer vermiş. Profesör Raj Raghunathan bu konuyla ilgili bir de kitap yazmış: If you're so smart,why aren't you happy? (o kadar akıllıysan, neden m

Urla Enginar Festivali Dekorasyon Noktaları

Resim
Festivaldeki neredeyse tüm lezzet noktaları harikaydı, nefis tatlar deneme imkanı bulduk, insanda yemek yapma hevesini arttıran mutfak şovları izledik..son gün bizim standdan çıkıp bir tur atma imkanım oldu, o arada sizin de hoşunuza gideceğini düşündüğüm bazı yerler keşfettim. Urla Enginar Festivali yiyecek ağırlıklı bir festival olmasına rağmen, dekoratif malzemelerin bulunduğu standlar küçümsenmeyecek kadar fazlaydı..Bu beni şaşırtmadı çünkü artık insanlar evlerine daha fazla önem verir oldular..ev artık yaşadığımız ortamın stres ve kalabalığından kaçıp sığındığımız kozalar haline gelmeye başladı.. Instagram ve Snapchatte fırsat buldukça paylaşmaya çalıştım ama bu hesapları kullanmayı tercih etmeyen blog okuyucularını düşünerek blogta bizim stanttan da görüntüler paylaşmak istedim. Öncelikle festival boyunca bizi yalnız bırakmayan dostlarıma ve tüm Instagram, blog arkadaşlarıma çok teşekkür ederim..herbirinizin ziyaretinden ayrı keyif aldım, hatta pekçok takipçi ile bir

Urla Enginar Festivali

Resim
Son zamanlarda Instagram blogların tahtını sallasa da, burada yeniden birşeyler karalamak çok keyifli, özlemişim.. Buralara teşrifimi neye mi borçluyum? Aslında son zamanlarda burada anlatılacak, yazılacak çok konu var ama en büyük teşrif sebebim geçtiğimiz hafta ikincisi düzenlenen Urla Enginar Festivali.. Geçtiğimiz sene eşimle İzmir'de iken son dakika program yapıp "aaa arkadaşlar da stand açmışlar, hadi gidip onların yanında olalım"la başlayan Enginar Festivali maceramız, bu sene Atölye Arkansiyel olarak katılımımız ile devam etti:) İlk kez görücüye çıkmanın heyecanı ve sevincini bir yana bırakırsak, festival bizim için keyifli, mutlu, kalabalık ve lezzetli olarak özetlenebilir.. Bize tüm bu duyguları yaşatan festivalin mimarı ise fotoğrafta gördüğünüz güzel Sırma Güven. Sırma için ayrı bir yazı yazmak lazım aslında.. Arkadaşımın neler yaptığını bilseniz bana hak verirsiniz (İzmir Ekonomi Üniversitesi'ndeki Gastronomi Bölümü macerasından tutun Yeni Asır Gazetes

Bir daha asla2

Resim
Evdeki eşyaları ne kadar azaltıp sadeleşmeye doğru gitsem de, eminim ki hiçbirimizin evinde bahar temizliği bir günde bitmiyor.. Salondaki çekmece/dolap içlerini hallettikten sonra mutfağa başladım. Bilirsiniz, çekmece/dolap sayıları düşünüldüğünde mutfak ve yatak odaları en çok vakit alan bölümler.. Mutfak dolaplarını temizlerken farkettim ki, mutfakta da "bir daha asla"larım var.. İşte ilki.. Saplı çatal/bıçak takımları.. Bunlardan kaç kere aldım bilmiyorum ama her seferinde fiyasko.. Bulaşık makinesinde yıkandıkça sapları mahvoluyor.. Evet görsel açıdan harikalar ama hepsi bu.. Sağlamını bilen, kullanan varsa "insaniyet namına" bana bildirsin..ama o zamana dek "bir daha asla" Çeyiz yemek takımları.. Ben oldum olası şu "takım olayı"nı hiç sevmedim..evde de hiçbirşey takım değil..yani mobilya takımı, yemek odası takımı, vs..bunları sıyırıp geçtim ama yemek takımından yırtamadım..şimdiki aklım olsaydı, onu bile aldırm

Yan sehpa

Resim
Zigon sehpalarla aranız nasıl? Ben pek hoşlanmam kendilerinden.. Benim tercihim genellikle kanape yanlarında yan sehpa ve orta sehpadan yanadır. Hatta yan sehpaların üzerinde bir de abajur varsa değmeyin keyfime, tavandaki ışığı açmaya ihtiyaç bile duymam, lokal ışık seviyorum ben.. Üzerinde abajur olan güzel bir yan sehpamız vardı ama bu eve taşınırken ne yazık ki kırıldı(nakliyatçıların marifeti)...tamiri mümkün görünmeyince vazgeçtik kendisinden..  O zamandan beri yan sehpa kullanmıyorum.. Aslında bir tane çok beğenmiştim geçen sene ama o aralar bütçe olarak beni fazlasıyla aşınca vazgeçtim. Geçenlerde Dekorazon'da bu sehpayla karşılaştım. Gümüş, parlak metal rengini mobilyada ne kadar sevmiyorsam, bakır ve pirinç tonlarını da bir o kadar seviyorum, sanırım beni en çok sehpanın rengi cezbetti. Sehpanın diğer detaylarına  buradan  göz atabilirsiniz. Bu arada fotoğraf makinesi ile yeniden flört etmeye başladık, dış mekanda Efe ile işim zor ama şu atölye işlerine başladığımdan be

Bir daha asla

Resim
Bu dekorasyon işlerini çoğu zaman labaratuvar olaylarına benzetiyorum ben.. Birşeyi yaptırıyorsun, zamanla, kullandıkça uygun olup olmadığını anlıyorsun.. Benim de evde kullanıp ta "bir daha asla" dediğim şeyler var.. Banyolardan başlayalım.. Misal duş tekneleri.. Yaptığım en büyük hatalardan biri.. Ne kadar temiz kullanırsanız kullanın, bir süre sonra silikonlu bölgelerde mutlaka kararma yaşanıyor. Bir daha mı..asla. Kaydırmaz özelliği olan, malzemesi polyester, açık renk paspaslar.. O kadar çabuk kirleniyorlar ki..üstelik evdeki kadın popülasyonu uzun saçlı ise, durmaksızın halıya yapışan saç kılları da cabası.. Bence en sağlıklısı pamuklu büyük pos paspaslar.. Ha bir de sürgülü cam duşakabinler var.. "Sürgülü" detayını özellikle belirtiyorum, çünkü bunları temizlemek gerçekten sıkıntılı..elinizin ulaşmadığı noktalarda mutlaka kireç birikimi oluyor.. Ha bir de şöyle güzel pencereler olsa banyolarımızda, hiç te fena olmayacak ya