Yeni hayat

Dünya çok hızlı dönüyor son birkaç yıldır..
Facebook devrini doldurdu bile, eskisi kadar ilgi çekmiyor..artık insanlar ya Twitter ya da Instagram tercih ediyorlar..muhtemelen onların da devri birgün bitecek, başka platformlar keşfedilecek..

Instagram'da anlık ve kısa paylaşım hem çok keyifli,hem pratik ama uzun yazılara çok elverişli değil, orada insanlar daha az yazı, daha çok fotoğraf görmeyi tercih ediyorlar. 

Bloglar devrini kapattı mı bilmiyorum ama bana hala başına gelenleri, hissettiklerini anlatabildiğin en samimi mecra gibi geliyor..bir de buraya yazdıklarımın oğluma da anı olarak kalacağı düşüncesi işin bonusu..

Taşınma maceramızın başında blogta anlatacağımı duyurmuştum Instagram'dan ama bir türlü fırsat olmadı, ta ki uykumun tutmadığı bu geceye kadar..

Eski takipçiler az çok hikayeme aşinalar ama ben en baştan kısaca geçeyim:
2005 yılının ikinci yarısında bir Fransız tur operatörünün teklifi üzerine tüm hayatımı geçirdiğim İzmir'i bırakıp Antalya'ya göç ettim.
İlk başlarda bu göç beni çok zorladı çünkü çok seyahat etmeme rağmen İzmir dışında hiç uzun süre yaşamamıştım.
Ama sonra çok sevdim Antalya'yı, bu şehir bana kafa dengi bir eş -o da iş teklifi üzerine İstanbul'dan göç etti- bir evlat ve kıymetli dostlar hediye etti. 

Teklif üzerine gittiğimiz Fransız firması geçtiğimiz sene Türkiye'deki faaliyetlerine son verdi..biz de o sırada Atölye Arkansiyel'i kurma aşamasındaydık, memleketimize mi dönelim, Antalya'da mı kalalım karar veremedik..

Bir süre sonra oğlumuzun eğitimini ve büyük aileyle büyümesinin daha doğru olacağını düşünerek İzmir'e dönmeye karar verdik..İstanbul'u düşünmedik bile, çünkü orayı nüfus, trafik, stres olarak zıvanadan çıkmış olarak görüyoruz..şimdi oğlum anane,teyzeler,dayılarla çevrili bir ortamda..üstelik artık babannesi ve amcalarına da daha yakın mesafede..

Ama tabii öyle kolay olmuyormuş düzen oturduktan sonra şehir değiştirmek (bu aşamada ülke değiştirenleri düşünmek bile istemiyorum:))
Hem atölyeyi hem evi taşımak gerekti..bir de 3 araba ve bir motosiklet te cabası (ki bazıları hala Antalya'da:)) 
Tabii bir de yayla gibi evimi bırakıp nispeten daha küçük bir daireye kiracı olarak gelmek vardı ki, o da başka bir yazının konusu olsun:)

İzmir'de en keyifli zamanlarımdan kalan bir şarkıyla kaçayım buralardan..sonra hikayeye devam ama, bu sefer çok ara vermeyeceğim :)

Yorumlar

  1. Lütfen ara verme, instagramda seni okumak da fotoğraflarına bakmak da şahane, ama hani başta da söylemişsin ya burası daha samimi bir mecra.. Burda daha çok biz oluyoruz, daha çok anlatabiliyor ve analaşılabiliyoruz bana göre..
    İzmir size iyi gelsin Ayşe'cim eski evini ortamını aratmayan anlar hediye etsin umarım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet Zeynepcim ama kabul edelim, artık bloglar eskisi kadar okunmuyor ne yazık ki..insanlar gittikçe daha çabuk tüketir oldular, tabii ki insanlar sıkılacak, bu hız da birgün yavaşlayacak ama bakalım ne zaman..
      İyi dileklerin için çok teşekkür ederim.
      Sevgiler

      Sil
  2. Bloglar en değerlisi benim için, sevindim yazını görünce :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha sık yazmaya çalışacağım, teşekkür ederim :)

      Sil
  3. Onca yıl emek verip ayrılmak eminim zor bir karar olmuştur. Ancak sevdiklerinin yanına ve kendi şehrine geri dönmenin sana, ailene ve oğluşuna iyi geleceğine eminim. Çok mutlu olun. Yolunuz açık ve hep sevgiyle olsun Ayşe'cim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağolasın Sebicim. Evet büyük aile duygusunu unutmuşum, iyi geldi..Öperim, sevgiler

      Sil
  4. Merhaba blogunuza rastlamak çok keyifli oldu benim için. Yeni olmama rağmen blog dünyasının keyifli bir dostluk ortamı oluşturduğunu görüyorum. Güzel paylaşımlarınızın devam etmesini dileğiyle hoşça kalın."dildennagmeler.blogspot.com"

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Cam balkona perde ama nasıl?

Fırından öte: AGA

Evde kaç tuvaletiniz var?